barışmak

Turkish

Etymology

From Ottoman Turkish بارشمق (barışmak), from barış.

Pronunciation

  • IPA(key): /ba.ɾɯʃˈmak/
  • Hyphenation: ba‧rış‧mak

Verb

barışmak (third-person singular simple present barışır)

  1. (intransitive) to stop war or battle, to make peace, to make up

Conjugation

Conjugation of barışmak
positive conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple barışırım barışırsın barışır barışırız barışırsınız barışırlar
past barışırmışım barışırmışsın barışırmış barışırmışız barışırmışsınız barışırlarmış
inferential barışırdım barışırdın barışırdı barışırdık barışırdınız barışırlardı
conditional barışırsam barışırsan barışırsa barışırsak barışırsanız barışırlarsa
continuous continuous simple barışıyorum barışıyorsun barışıyor barışıyoruz barışıyorsunuz barışıyorlar
past barışıyormuşum barışıyormuşsun barışıyormuş barışıyormuşuz barışıyormuşsunuz barışıyorlarmış
inferential barışıyordum barışıyordun barışıyordu barışıyorduk barışıyordunuz barışıyorlardı
conditional barışıyorsam barışıyorsan barışıyorsa barışıyorsak barışıyorsanız barışıyorlarsa
inferential inferential simple barışmışım barışmışsın barışmış barışmışız barışmışsınız barışmışlar
past barışmışmışım barışmışmışsın barışmışmış barışmışmışız barışmışmışsınız barışmışlarmış
inferential barışmıştım barışmıştın barışmıştı barışmıştık barışmıştınız barışmışlardı
conditional barışmışsam barışmışsan barışmışsa barışmışsak barışmışsanız barışmışlarsa
future future simple barışacağım barışacaksın barışacak barışacağız barışacaksınız barışacaklar
past barışacakmışım barışacakmışsın barışacakmış barışacakmışız barışacakmışsınız barışacaklarmış
inferential barışacaktım barışacaktın barışacaktı barışacaktık barışacaktınız barışacaklardı
conditional barışacaksam barışacaksan barışacaksa barışacaksak barışacaksanız barışacaklarsa
progressive progressive simple barışmaktayım barışmaktasın barışmakta barışmaktayız barışmaktasınız barışmaktalar
past barışmaktaymışım barışmaktaymışsın barışmaktaymış barışmaktaymışız barışmaktaymışsınız barışmaktalarmış
inferential barışmaktaydım barışmaktaydın barışmaktaydı barışmaktaydık barışmaktaydınız barışmaktalardı
conditional barışmaktaysam barışmaktaysan barışmaktaysa barışmaktaysak barışmaktaysanız barışmaktalarsa
necessitative necessitative simple barışmalıyım barışmalısın barışmalı barışmalıyız barışmalısınız barışmalılar
past barışmalıymışım barışmalıymışsın barışmalıymış barışmalıymışız barışmalıymışsınız barışmalılarmış
inferential barışmalıydım barışmalıydın barışmalıydı barışmalıydık barışmalıydınız barışmalılardı
conditional barışmalıysam barışmalıysan barışmalıysa barışmalıysak barışmalıysanız barışmalılarsa
past past simple barıştım barıştın barıştı barıştık barıştınız barıştılar
conditional barıştıysam barıştıysan barıştıysa barıştıysak barıştıysanız barıştılarsa
conditional conditional simple barışsam barışsan barışsa barışsak barışsanız barışsalar
past barışsaymışım barışsaymışsın barışsaymış barışsaymışız barışsaymışsınız barışsalarmış
inferential barışsaydım barışsaydın barışsaydı barışsaydık barışsaydınız barışsalardı
optative barışayım barışasın barışa barışalım barışasınız barışalar
imperative imperative regular barış barışsın barışın barışsınlar
formal barışınız barışınız
informal barışsana barışsanıza
infinitive barışmak
verbal noun barışma
impersonal participle imperfective barışan
perfective barışmış
prospective barışacak
personal participle non-prospective barıştığım barıştığın barıştığı barıştığımız barıştığınız barıştıkları
prospective barışacağım barışacağın barışacağı barışacağımız barışacağınız barışacakları
temporal adverb temporal adverb simple barışırken1
specific barışınca
"and" barışıp
"since" barışalı
"until" barışasıya
"as long as" barıştıkça
modal adverb modal adverb simple barışarak
reduplicated barışa barışa
"as if" barışırcasına1
negative conjugation
negative conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple barışmam barışmazsın barışmaz barışmayız barışmazsınız barışmazlar
past barışmazmışım barışmazmışsın barışmazmış barışmazmışız barışmazmışsınız barışmazlarmış
inferential barışmazdım barışmazdın barışmazdı barışmazdık barışmazdınız barışmazlardı
conditional barışmazsam barışmazsan barışmazsa barışmazsak barışmazsanız barışmazlarsa
continuous continuous simple barışmıyorum barışmıyorsun barışmıyor barışmıyoruz barışmıyorsunuz barışmıyorlar
past barışmıyormuşum barışmıyormuşsun barışmıyormuş barışmıyormuşuz barışmıyormuşsunuz barışmıyorlarmış
inferential barışmıyordum barışmıyordun barışmıyordu barışmıyorduk barışmıyordunuz barışmıyorlardı
conditional barışmıyorsam barışmıyorsan barışmıyorsa barışmıyorsak barışmıyorsanız barışmıyorlarsa
inferential inferential simple barışmamışım barışmamışsın barışmamış barışmamışız barışmamışsınız barışmamışlar
past barışmamışmışım barışmamışmışsın barışmamışmış barışmamışmışız barışmamışmışsınız barışmamışlarmış
inferential barışmamıştım barışmamıştın barışmamıştı barışmamıştık barışmamıştınız barışmamışlardı
conditional barışmamışsam barışmamışsan barışmamışsa barışmamışsak barışmamışsanız barışmamışlarsa
future future simple barışmayacağım barışmayacaksın barışmayacak barışmayacağız barışmayacaksınız barışmayacaklar
past barışmayacakmışım barışmayacakmışsın barışmayacakmış barışmayacakmışız barışmayacakmışsınız barışmayacaklarmış
inferential barışmayacaktım barışmayacaktın barışmayacaktı barışmayacaktık barışmayacaktınız barışmayacaklardı
conditional barışmayacaksam barışmayacaksan barışmayacaksa barışmayacaksak barışmayacaksanız barışmayacaklarsa
progressive progressive simple barışmamaktayım barışmamaktasın barışmamakta barışmamaktayız barışmamaktasınız barışmamaktalar
past barışmamaktaymışım barışmamaktaymışsın barışmamaktaymış barışmamaktaymışız barışmamaktaymışsınız barışmamaktalarmış
inferential barışmamaktaydım barışmamaktaydın barışmamaktaydı barışmamaktaydık barışmamaktaydınız barışmamaktalardı
conditional barışmamaktaysam barışmamaktaysan barışmamaktaysa barışmamaktaysak barışmamaktaysanız barışmamaktalarsa
necessitative necessitative simple barışmamalıyım barışmamalısın barışmamalı barışmamalıyız barışmamalısınız barışmamalılar
past barışmamalıymışım barışmamalıymışsın barışmamalıymış barışmamalıymışız barışmamalıymışsınız barışmamalılarmış
inferential barışmamalıydım barışmamalıydın barışmamalıydı barışmamalıydık barışmamalıydınız barışmamalılardı
conditional barışmamalıysam barışmamalıysan barışmamalıysa barışmamalıysak barışmamalıysanız barışmamalılarsa
past past simple barışmadım barışmadın barışmadı barışmadık barışmadınız barışmadılar
conditional barışmadıysam barışmadıysan barışmadıysa barışmadıysak barışmadıysanız barışmadılarsa
conditional conditional simple barışmasam barışmasan barışmasa barışmasak barışmasanız barışmasalar
past barışmasaymışım barışmasaymışsın barışmasaymış barışmasaymışız barışmasaymışsınız barışmasalarmış
inferential barışmasaydım barışmasaydın barışmasaydı barışmasaydık barışmasaydınız barışmasalardı
optative barışmayayım barışmayasın barışmaya barışmayalım barışmayasınız barışmayalar
imperative imperative regular barışma barışmasın barışmayın barışmasınlar
formal barışmayınız barışmayınız
informal barışmasana barışmasanıza
infinitive barışmamak
verbal noun barışmama
impersonal participle imperfective barışmayan
perfective barışmamış
prospective barışmayacak
personal participle non-prospective barışmadığım barışmadığın barışmadığı barışmadığımız barışmadığınız barışmadıkları
prospective barışmayacağım barışmayacağın barışmayacağı barışmayacağımız barışmayacağınız barışmayacakları
temporal adverb temporal adverb simple barışmazken1
specific barışmayınca
"and" barışmayıp
"since" barışmayalı
"until" barışmayasıya
"as long as" barışmadıkça
modal adverb modal adverb simple barışmayarak
reduplicated barışmaya barışmaya
"as if" barışmazcasına1
potential conjugation
potential conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple barışabilirim barışabilirsin barışabilir barışabiliriz barışabilirsiniz barışabilirler
past barışabilirmişim barışabilirmişsin barışabilirmiş barışabilirmişiz barışabilirmişsiniz barışabilirlermiş
inferential barışabilirdim barışabilirdin barışabilirdi barışabilirdik barışabilirdiniz barışabilirlerdi
conditional barışabilirsem barışabilirsen barışabilirse barışabilirsek barışabilirseniz barışabilirlerse
continuous continuous simple barışabiliyorum barışabiliyorsun barışabiliyor barışabiliyoruz barışabiliyorsunuz barışabiliyorlar
past barışabiliyormuşum barışabiliyormuşsun barışabiliyormuş barışabiliyormuşuz barışabiliyormuşsunuz barışabiliyorlarmış
inferential barışabiliyordum barışabiliyordun barışabiliyordu barışabiliyorduk barışabiliyordunuz barışabiliyorlardı
conditional barışabiliyorsam barışabiliyorsan barışabiliyorsa barışabiliyorsak barışabiliyorsanız barışabiliyorlarsa
inferential inferential simple barışabilmişim barışabilmişsin barışabilmiş barışabilmişiz barışabilmişsiniz barışabilmişler
past barışabilmişmişim barışabilmişmişsin barışabilmişmiş barışabilmişmişiz barışabilmişmişsiniz barışabilmişlermiş
inferential barışabilmiştim barışabilmiştin barışabilmişti barışabilmiştik barışabilmiştiniz barışabilmişlerdi
conditional barışabilmişsem barışabilmişsen barışabilmişse barışabilmişsek barışabilmişseniz barışabilmişlerse
future future simple barışabileceğim barışabileceksin barışabilecek barışabileceğiz barışabileceksiniz barışabilecekler
past barışabilecekmişim barışabilecekmişsin barışabilecekmiş barışabilecekmişiz barışabilecekmişsiniz barışabileceklermiş
inferential barışabilecektim barışabilecektin barışabilecekti barışabilecektik barışabilecektiniz barışabileceklerdi
conditional barışabileceksem barışabileceksen barışabilecekse barışabileceksek barışabilecekseniz barışabileceklerse
progressive progressive simple barışabilmekteyim barışabilmektesin barışabilmekte barışabilmekteyiz barışabilmektesiniz barışabilmekteler
past barışabilmekteymişim barışabilmekteymişsin barışabilmekteymiş barışabilmekteymişiz barışabilmekteymişsiniz barışabilmektelermiş
inferential barışabilmekteydim barışabilmekteydin barışabilmekteydi barışabilmekteydik barışabilmekteydiniz barışabilmektelerdi
conditional barışabilmekteysem barışabilmekteysen barışabilmekteyse barışabilmekteysek barışabilmekteyseniz barışabilmektelerse
necessitative necessitative simple barışabilmeliyim barışabilmelisin barışabilmeli barışabilmeliyiz barışabilmelisiniz barışabilmeliler
past barışabilmeliymişim barışabilmeliymişsin barışabilmeliymiş barışabilmeliymişiz barışabilmeliymişsiniz barışabilmelilermiş
inferential barışabilmeliydim barışabilmeliydin barışabilmeliydi barışabilmeliydik barışabilmeliydiniz barışabilmelilerdi
conditional barışabilmeliysem barışabilmeliysen barışabilmeliyse barışabilmeliysek barışabilmeliyseniz barışabilmelilerse
past past simple barışabildim barışabildin barışabildi barışabildik barışabildiniz barışabildiler
conditional barışabildiysem barışabildiysen barışabildiyse barışabildiysek barışabildiyseniz barışabildilerse
conditional conditional simple barışabilsem barışabilsen barışabilse barışabilsek barışabilseniz barışabilseler
past barışabilseymişim barışabilseymişsin barışabilseymiş barışabilseymişiz barışabilseymişsiniz barışabilselermiş
inferential barışabilseydim barışabilseydin barışabilseydi barışabilseydik barışabilseydiniz barışabilselerdi
optative barışabileyim barışabilesin barışabile barışabilelim barışabilesiniz barışabileler
imperative imperative regular barışabil barışabilsin barışabilin barışabilsinler
formal barışabiliniz barışabiliniz
informal barışabilsene barışabilsenize
infinitive barışabilmek
verbal noun barışabilme
impersonal participle imperfective barışabilen
perfective barışabilmiş
prospective barışabilecek
personal participle non-prospective barışabildiğim barışabildiğin barışabildiği barışabildiğimiz barışabildiğiniz barışabildikleri
prospective barışabileceğim barışabileceğin barışabileceği barışabileceğimiz barışabileceğiniz barışabilecekleri
temporal adverb temporal adverb simple barışabilirken1
specific barışabilince
"and" barışabilip
"since" barışabileli
"until" barışabilesiye
"as long as" barışabildikçe
modal adverb modal adverb simple barışabilerek
reduplicated barışabile barışabile
"as if" barışabilircesine1
impotential conjugation
impotential conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple barışamam barışamazsın barışamaz barışamayız barışamazsınız barışamazlar
past barışamazmışım barışamazmışsın barışamazmış barışamazmışız barışamazmışsınız barışamazlarmış
inferential barışamazdım barışamazdın barışamazdı barışamazdık barışamazdınız barışamazlardı
conditional barışamazsam barışamazsan barışamazsa barışamazsak barışamazsanız barışamazlarsa
continuous continuous simple barışamıyorum barışamıyorsun barışamıyor barışamıyoruz barışamıyorsunuz barışamıyorlar
past barışamıyormuşum barışamıyormuşsun barışamıyormuş barışamıyormuşuz barışamıyormuşsunuz barışamıyorlarmış
inferential barışamıyordum barışamıyordun barışamıyordu barışamıyorduk barışamıyordunuz barışamıyorlardı
conditional barışamıyorsam barışamıyorsan barışamıyorsa barışamıyorsak barışamıyorsanız barışamıyorlarsa
inferential inferential simple barışamamışım barışamamışsın barışamamış barışamamışız barışamamışsınız barışamamışlar
past barışamamışmışım barışamamışmışsın barışamamışmış barışamamışmışız barışamamışmışsınız barışamamışlarmış
inferential barışamamıştım barışamamıştın barışamamıştı barışamamıştık barışamamıştınız barışamamışlardı
conditional barışamamışsam barışamamışsan barışamamışsa barışamamışsak barışamamışsanız barışamamışlarsa
future future simple barışamayacağım barışamayacaksın barışamayacak barışamayacağız barışamayacaksınız barışamayacaklar
past barışamayacakmışım barışamayacakmışsın barışamayacakmış barışamayacakmışız barışamayacakmışsınız barışamayacaklarmış
inferential barışamayacaktım barışamayacaktın barışamayacaktı barışamayacaktık barışamayacaktınız barışamayacaklardı
conditional barışamayacaksam barışamayacaksan barışamayacaksa barışamayacaksak barışamayacaksanız barışamayacaklarsa
progressive progressive simple barışamamaktayım barışamamaktasın barışamamakta barışamamaktayız barışamamaktasınız barışamamaktalar
past barışamamaktaymışım barışamamaktaymışsın barışamamaktaymış barışamamaktaymışız barışamamaktaymışsınız barışamamaktalarmış
inferential barışamamaktaydım barışamamaktaydın barışamamaktaydı barışamamaktaydık barışamamaktaydınız barışamamaktalardı
conditional barışamamaktaysam barışamamaktaysan barışamamaktaysa barışamamaktaysak barışamamaktaysanız barışamamaktalarsa
necessitative necessitative simple barışamamalıyım barışamamalısın barışamamalı barışamamalıyız barışamamalısınız barışamamalılar
past barışamamalıymışım barışamamalıymışsın barışamamalıymış barışamamalıymışız barışamamalıymışsınız barışamamalılarmış
inferential barışamamalıydım barışamamalıydın barışamamalıydı barışamamalıydık barışamamalıydınız barışamamalılardı
conditional barışamamalıysam barışamamalıysan barışamamalıysa barışamamalıysak barışamamalıysanız barışamamalılarsa
past past simple barışamadım barışamadın barışamadı barışamadık barışamadınız barışamadılar
conditional barışamadıysam barışamadıysan barışamadıysa barışamadıysak barışamadıysanız barışamadılarsa
conditional conditional simple barışamasam barışamasan barışamasa barışamasak barışamasanız barışamasalar
past barışamasaymışım barışamasaymışsın barışamasaymış barışamasaymışız barışamasaymışsınız barışamasalarmış
inferential barışamasaydım barışamasaydın barışamasaydı barışamasaydık barışamasaydınız barışamasalardı
optative barışamayayım barışamayasın barışamaya barışamayalım barışamayasınız barışamayalar
imperative imperative regular barışama barışamasın barışamayın barışamasınlar
formal barışamayınız barışamayınız
informal barışamasana barışamasanıza
infinitive barışamamak
verbal noun barışamama
impersonal participle imperfective barışamayan
perfective barışamamış
prospective barışamayacak
personal participle non-prospective barışamadığım barışamadığın barışamadığı barışamadığımız barışamadığınız barışamadıkları
prospective barışamayacağım barışamayacağın barışamayacağı barışamayacağımız barışamayacağınız barışamayacakları
temporal adverb temporal adverb simple barışamazken1
specific barışamayınca
"and" barışamayıp
"since" barışamayalı
"until" barışamayasıya
"as long as" barışamadıkça
modal adverb modal adverb simple barışamayarak
reduplicated barışamaya barışamaya
"as if" barışamazcasına1

1 The suffixes -ken and -cesine may be suffixed to the base form of any of the following tenses: aorist, continuous, inferential (even when it follows another suffix), and future.

Further reading