dıvar
See also: divar
Turkish
Noun
dıvar (definite accusative dıvarı, plural dıvarlar)
- archaic form of duvar
- 1938, Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu, Toplu tedris[1], page 24:
- Herkes dörtköşe bir odanın dıvarlarına hazır dıvar kâğıdı koyabilir.
- (please add an English translation of this quotation)
- 1948, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Nur Baba[2], page 72:
- Gözlerimin dıvarlarda dolaştığını gören şeyh bana birer birer resimler hakkında tafsilât vermeğe kalkıştı.
- (please add an English translation of this quotation)
- 1959, Tahsin Özgüç, Kültepe-Kaniş: Asur ticaret kolonilerinin merkezinde yapılan yeni araştırmalar[3], page 6:
- Kerpiç dıvar binaların çoğunda taban seviyesi hizasından, bazılarında da tabanın 50-60 cm. yükseğinden başlamaktadır.
- (please add an English translation of this quotation)
- 1963, Türk sanatı tarihi: araştirma ve incelemeleri[4], volume 1, page 388:
- Ve camii şerifin taşrasında tarik-ı âm tarafında medrese ittisalinde olan dıvar tamire muhtaç.
- (please add an English translation of this quotation)
Further reading
- Avery, Robert et al., editors (2013), “dıvar”, in The Redhouse Dictionary Turkish/Ottoman English, 21st edition, Istanbul: Sev Yayıncılık, →ISBN