ıslak
Turkish
Etymology
Inherited from Ottoman Turkish اصلاق (ıslak). Equivalent to ısla- + -k. Cognate with Azerbaijani islaq and Chuvash исленчӗк (islenč̬ĕk).
Pronunciation
- IPA(key): /ɯsˈlak/
- Hyphenation: ıslak
Audio: (file)
Adjective
ıslak
- wet
- 1993, “Islak Islak”, in Nerde Kalmıştık?, performed by Cem Karaca:
- Ne olur ıslak ıslak, bakma öyle
- Please don’t look at me with your watery eyes
Declension
| present tense | ||
|---|---|---|
| positive declarative | positive interrogative | |
| ben (I am) | ıslağım | ıslak mıyım? |
| sen (you are) | ıslaksın | ıslak mısın? |
| o (he/she/it is) | ıslak / ıslaktır | ıslak mı? |
| biz (we are) | ıslağız | ıslak mıyız? |
| siz (you are) | ıslaksınız | ıslak mısınız? |
| onlar (they are) | ıslak(lar) | ıslak(lar) mı? |
| past tense | ||
| positive declarative | positive interrogative | |
| ben (I was) | ıslaktım | ıslak mıydım? |
| sen (you were) | ıslaktın | ıslak mıydın? |
| o (he/she/it was) | ıslaktı | ıslak mıydı? |
| biz (we were) | ıslaktık | ıslak mıydık? |
| siz (you were) | ıslaktınız | ıslak mıydınız? |
| onlar (they were) | ıslaktılar | ıslak mıydılar? |
| indirect past | ||
| positive declarative | positive interrogative | |
| ben (I was) | ıslakmışım | ıslak mıymışım? |
| sen (you were) | ıslakmışsın | ıslak mıymışsın? |
| o (he/she/it was) | ıslakmış | ıslak mıymış? |
| biz (we were) | ıslakmışız | ıslak mıymışız? |
| siz (you were) | ıslakmışsınız | ıslak mıymışsınız? |
| onlar (they were) | ıslakmışlar | ıslak mıymışlar? |
| conditional | ||
| positive declarative | positive interrogative | |
| ben (if I) | ıslaksam | ıslak mıysam? |
| sen (if you) | ıslaksan | ıslak mıysan? |
| o (if he/she/it) | ıslaksa | ıslak mıysa? |
| biz (if we) | ıslaksak | ıslak mıysak? |
| siz (if you) | ıslaksanız | ıslak mıysanız? |
| onlar (if they) | ıslaksalar | ıslak mıysalar? |
For negative forms, use the appropriate form of değil.
Derived terms
Related terms
References
- Redhouse, James W. (1890) “اصلاق”, in A Turkish and English Lexicon[1], Constantinople: A. H. Boyajian, page 130