alışkın

Turkish

Adjective

alışkın

  1. accustomed
    Uzun hesaplamalara alışkın değilim.
    I am not accustomed to long calculations.

Declension

Predicative forms of alışkın
present tense
positive declarative positive interrogative
ben (I am) alışkınım alışkın mıyım?
sen (you are) alışkınsın alışkın mısın?
o (he/she/it is) alışkın / alışkındır alışkın mı?
biz (we are) alışkınız alışkın mıyız?
siz (you are) alışkınsınız alışkın mısınız?
onlar (they are) alışkın(lar) alışkın(lar) mı?
past tense
positive declarative positive interrogative
ben (I was) alışkındım alışkın mıydım?
sen (you were) alışkındın alışkın mıydın?
o (he/she/it was) alışkındı alışkın mıydı?
biz (we were) alışkındık alışkın mıydık?
siz (you were) alışkındınız alışkın mıydınız?
onlar (they were) alışkındılar alışkın mıydılar?
indirect past
positive declarative positive interrogative
ben (I was) alışkınmışım alışkın mıymışım?
sen (you were) alışkınmışsın alışkın mıymışsın?
o (he/she/it was) alışkınmış alışkın mıymış?
biz (we were) alışkınmışız alışkın mıymışız?
siz (you were) alışkınmışsınız alışkın mıymışsınız?
onlar (they were) alışkınmışlar alışkın mıymışlar?
conditional
positive declarative positive interrogative
ben (if I) alışkınsam alışkın mıysam?
sen (if you) alışkınsan alışkın mıysan?
o (if he/she/it) alışkınsa alışkın mıysa?
biz (if we) alışkınsak alışkın mıysak?
siz (if you) alışkınsanız alışkın mıysanız?
onlar (if they) alışkınsalar alışkın mıysalar?

For negative forms, use the appropriate form of değil.

Further reading

  • alışkın”, in Turkish dictionaries, Türk Dil Kurumu