böyle

Inherited from Ottoman Turkish بویله (böyle), from Old Anatolian Turkish بیله (beyle), بویله (böyle), from Proto-Turkic *bunlayu. Cognate with Azerbaijani belə, (archaic) böylə, Gagauz bölä.

• (standard) IPA^(key): /ˈbœj.le/
• (dialectal, colloquial) IPA^(key): /ˈbœ(ː).le/
• (East Anatolia) IPA^(key): /ˈbe(ː)le/, /ˈbe(j).le/

• Audio:

  (file)

• Hyphenation: böy‧le

böyle

1. such; like this (that, these, those)

   Böyle insanlarla yaşamak istemiyorum. ― I don't want to live with such people.

böyle

1. so; in this way; like this (that)

   Mektuplarımı hep böyle yazarım. ― I always write my letters like this/in this way.

2. in this level, so ... as this

   Böyle bir sevmek daha önce görülmedi. ― There has never been seen a love as great as this.

3. signifies surprise or disfavour when added to questions

   Bu geç saatte nereye gidiyorsun böyle? ― Where are you going at this late hour?

• “böyle”, in Turkish dictionaries, Türk Dil Kurumu
• Nişanyan, Sevan (2002–) “böyle”, in Nişanyan Sözlük
• “böyle”, in Türkiye'de halk ağzından derleme sözlüğü [Compilation Dictionary of Popular Speech in Turkey] (in Turkish), Ankara: Türk Dil Kurumu, 1963–1982