fırlatmak

Turkish

Etymology

Inherited from Ottoman Turkish فرلاتمق (fırlatmak). By surface analysis, fırla- (to fly off) +‎ -t (causative suffix).

Pronunciation

  • IPA(key): /fɯɾ.ɫɑtˈmɑk/
  • Hyphenation: fır‧lat‧mak

Verb

fırlatmak (third-person singular simple present fırlatır)

  1. to throw, to hurl
    • Kalemi kâğıdı fırlatıp yatağıma koştum.
      I threw pen and paper and ran to my bed.

Conjugation

Conjugation of fırlatmak
positive conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple fırlatırım fırlatırsın fırlatır fırlatırız fırlatırsınız fırlatırlar
past fırlatırmışım fırlatırmışsın fırlatırmış fırlatırmışız fırlatırmışsınız fırlatırlarmış
inferential fırlatırdım fırlatırdın fırlatırdı fırlatırdık fırlatırdınız fırlatırlardı
conditional fırlatırsam fırlatırsan fırlatırsa fırlatırsak fırlatırsanız fırlatırlarsa
continuous continuous simple fırlatıyorum fırlatıyorsun fırlatıyor fırlatıyoruz fırlatıyorsunuz fırlatıyorlar
past fırlatıyormuşum fırlatıyormuşsun fırlatıyormuş fırlatıyormuşuz fırlatıyormuşsunuz fırlatıyorlarmış
inferential fırlatıyordum fırlatıyordun fırlatıyordu fırlatıyorduk fırlatıyordunuz fırlatıyorlardı
conditional fırlatıyorsam fırlatıyorsan fırlatıyorsa fırlatıyorsak fırlatıyorsanız fırlatıyorlarsa
inferential inferential simple fırlatmışım fırlatmışsın fırlatmış fırlatmışız fırlatmışsınız fırlatmışlar
past fırlatmışmışım fırlatmışmışsın fırlatmışmış fırlatmışmışız fırlatmışmışsınız fırlatmışlarmış
inferential fırlatmıştım fırlatmıştın fırlatmıştı fırlatmıştık fırlatmıştınız fırlatmışlardı
conditional fırlatmışsam fırlatmışsan fırlatmışsa fırlatmışsak fırlatmışsanız fırlatmışlarsa
future future simple fırlatacağım fırlatacaksın fırlatacak fırlatacağız fırlatacaksınız fırlatacaklar
past fırlatacakmışım fırlatacakmışsın fırlatacakmış fırlatacakmışız fırlatacakmışsınız fırlatacaklarmış
inferential fırlatacaktım fırlatacaktın fırlatacaktı fırlatacaktık fırlatacaktınız fırlatacaklardı
conditional fırlatacaksam fırlatacaksan fırlatacaksa fırlatacaksak fırlatacaksanız fırlatacaklarsa
progressive progressive simple fırlatmaktayım fırlatmaktasın fırlatmakta fırlatmaktayız fırlatmaktasınız fırlatmaktalar
past fırlatmaktaymışım fırlatmaktaymışsın fırlatmaktaymış fırlatmaktaymışız fırlatmaktaymışsınız fırlatmaktalarmış
inferential fırlatmaktaydım fırlatmaktaydın fırlatmaktaydı fırlatmaktaydık fırlatmaktaydınız fırlatmaktalardı
conditional fırlatmaktaysam fırlatmaktaysan fırlatmaktaysa fırlatmaktaysak fırlatmaktaysanız fırlatmaktalarsa
necessitative necessitative simple fırlatmalıyım fırlatmalısın fırlatmalı fırlatmalıyız fırlatmalısınız fırlatmalılar
past fırlatmalıymışım fırlatmalıymışsın fırlatmalıymış fırlatmalıymışız fırlatmalıymışsınız fırlatmalılarmış
inferential fırlatmalıydım fırlatmalıydın fırlatmalıydı fırlatmalıydık fırlatmalıydınız fırlatmalılardı
conditional fırlatmalıysam fırlatmalıysan fırlatmalıysa fırlatmalıysak fırlatmalıysanız fırlatmalılarsa
past past simple fırlattım fırlattın fırlattı fırlattık fırlattınız fırlattılar
conditional fırlattıysam fırlattıysan fırlattıysa fırlattıysak fırlattıysanız fırlattılarsa
conditional conditional simple fırlatsam fırlatsan fırlatsa fırlatsak fırlatsanız fırlatsalar
past fırlatsaymışım fırlatsaymışsın fırlatsaymış fırlatsaymışız fırlatsaymışsınız fırlatsalarmış
inferential fırlatsaydım fırlatsaydın fırlatsaydı fırlatsaydık fırlatsaydınız fırlatsalardı
optative fırlatayım fırlatasın fırlata fırlatalım fırlatasınız fırlatalar
imperative imperative regular fırlat fırlatsın fırlatın fırlatsınlar
formal fırlatınız fırlatınız
informal fırlatsana fırlatsanıza
infinitive fırlatmak
verbal noun fırlatma
impersonal participle imperfective fırlatan
perfective fırlatmış
prospective fırlatacak
personal participle non-prospective fırlattığım fırlattığın fırlattığı fırlattığımız fırlattığınız fırlattıkları
prospective fırlatacağım fırlatacağın fırlatacağı fırlatacağımız fırlatacağınız fırlatacakları
temporal adverb temporal adverb simple fırlatırken1
specific fırlatınca
"and" fırlatıp
"since" fırlatalı
"until" fırlatasıya
"as long as" fırlattıkça
modal adverb modal adverb simple fırlatarak
reduplicated fırlata fırlata
"as if" fırlatırcasına1
negative conjugation
negative conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple fırlatmam fırlatmazsın fırlatmaz fırlatmayız fırlatmazsınız fırlatmazlar
past fırlatmazmışım fırlatmazmışsın fırlatmazmış fırlatmazmışız fırlatmazmışsınız fırlatmazlarmış
inferential fırlatmazdım fırlatmazdın fırlatmazdı fırlatmazdık fırlatmazdınız fırlatmazlardı
conditional fırlatmazsam fırlatmazsan fırlatmazsa fırlatmazsak fırlatmazsanız fırlatmazlarsa
continuous continuous simple fırlatmıyorum fırlatmıyorsun fırlatmıyor fırlatmıyoruz fırlatmıyorsunuz fırlatmıyorlar
past fırlatmıyormuşum fırlatmıyormuşsun fırlatmıyormuş fırlatmıyormuşuz fırlatmıyormuşsunuz fırlatmıyorlarmış
inferential fırlatmıyordum fırlatmıyordun fırlatmıyordu fırlatmıyorduk fırlatmıyordunuz fırlatmıyorlardı
conditional fırlatmıyorsam fırlatmıyorsan fırlatmıyorsa fırlatmıyorsak fırlatmıyorsanız fırlatmıyorlarsa
inferential inferential simple fırlatmamışım fırlatmamışsın fırlatmamış fırlatmamışız fırlatmamışsınız fırlatmamışlar
past fırlatmamışmışım fırlatmamışmışsın fırlatmamışmış fırlatmamışmışız fırlatmamışmışsınız fırlatmamışlarmış
inferential fırlatmamıştım fırlatmamıştın fırlatmamıştı fırlatmamıştık fırlatmamıştınız fırlatmamışlardı
conditional fırlatmamışsam fırlatmamışsan fırlatmamışsa fırlatmamışsak fırlatmamışsanız fırlatmamışlarsa
future future simple fırlatmayacağım fırlatmayacaksın fırlatmayacak fırlatmayacağız fırlatmayacaksınız fırlatmayacaklar
past fırlatmayacakmışım fırlatmayacakmışsın fırlatmayacakmış fırlatmayacakmışız fırlatmayacakmışsınız fırlatmayacaklarmış
inferential fırlatmayacaktım fırlatmayacaktın fırlatmayacaktı fırlatmayacaktık fırlatmayacaktınız fırlatmayacaklardı
conditional fırlatmayacaksam fırlatmayacaksan fırlatmayacaksa fırlatmayacaksak fırlatmayacaksanız fırlatmayacaklarsa
progressive progressive simple fırlatmamaktayım fırlatmamaktasın fırlatmamakta fırlatmamaktayız fırlatmamaktasınız fırlatmamaktalar
past fırlatmamaktaymışım fırlatmamaktaymışsın fırlatmamaktaymış fırlatmamaktaymışız fırlatmamaktaymışsınız fırlatmamaktalarmış
inferential fırlatmamaktaydım fırlatmamaktaydın fırlatmamaktaydı fırlatmamaktaydık fırlatmamaktaydınız fırlatmamaktalardı
conditional fırlatmamaktaysam fırlatmamaktaysan fırlatmamaktaysa fırlatmamaktaysak fırlatmamaktaysanız fırlatmamaktalarsa
necessitative necessitative simple fırlatmamalıyım fırlatmamalısın fırlatmamalı fırlatmamalıyız fırlatmamalısınız fırlatmamalılar
past fırlatmamalıymışım fırlatmamalıymışsın fırlatmamalıymış fırlatmamalıymışız fırlatmamalıymışsınız fırlatmamalılarmış
inferential fırlatmamalıydım fırlatmamalıydın fırlatmamalıydı fırlatmamalıydık fırlatmamalıydınız fırlatmamalılardı
conditional fırlatmamalıysam fırlatmamalıysan fırlatmamalıysa fırlatmamalıysak fırlatmamalıysanız fırlatmamalılarsa
past past simple fırlatmadım fırlatmadın fırlatmadı fırlatmadık fırlatmadınız fırlatmadılar
conditional fırlatmadıysam fırlatmadıysan fırlatmadıysa fırlatmadıysak fırlatmadıysanız fırlatmadılarsa
conditional conditional simple fırlatmasam fırlatmasan fırlatmasa fırlatmasak fırlatmasanız fırlatmasalar
past fırlatmasaymışım fırlatmasaymışsın fırlatmasaymış fırlatmasaymışız fırlatmasaymışsınız fırlatmasalarmış
inferential fırlatmasaydım fırlatmasaydın fırlatmasaydı fırlatmasaydık fırlatmasaydınız fırlatmasalardı
optative fırlatmayayım fırlatmayasın fırlatmaya fırlatmayalım fırlatmayasınız fırlatmayalar
imperative imperative regular fırlatma fırlatmasın fırlatmayın fırlatmasınlar
formal fırlatmayınız fırlatmayınız
informal fırlatmasana fırlatmasanıza
infinitive fırlatmamak
verbal noun fırlatmama
impersonal participle imperfective fırlatmayan
perfective fırlatmamış
prospective fırlatmayacak
personal participle non-prospective fırlatmadığım fırlatmadığın fırlatmadığı fırlatmadığımız fırlatmadığınız fırlatmadıkları
prospective fırlatmayacağım fırlatmayacağın fırlatmayacağı fırlatmayacağımız fırlatmayacağınız fırlatmayacakları
temporal adverb temporal adverb simple fırlatmazken1
specific fırlatmayınca
"and" fırlatmayıp
"since" fırlatmayalı
"until" fırlatmayasıya
"as long as" fırlatmadıkça
modal adverb modal adverb simple fırlatmayarak
reduplicated fırlatmaya fırlatmaya
"as if" fırlatmazcasına1
potential conjugation
potential conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple fırlatabilirim fırlatabilirsin fırlatabilir fırlatabiliriz fırlatabilirsiniz fırlatabilirler
past fırlatabilirmişim fırlatabilirmişsin fırlatabilirmiş fırlatabilirmişiz fırlatabilirmişsiniz fırlatabilirlermiş
inferential fırlatabilirdim fırlatabilirdin fırlatabilirdi fırlatabilirdik fırlatabilirdiniz fırlatabilirlerdi
conditional fırlatabilirsem fırlatabilirsen fırlatabilirse fırlatabilirsek fırlatabilirseniz fırlatabilirlerse
continuous continuous simple fırlatabiliyorum fırlatabiliyorsun fırlatabiliyor fırlatabiliyoruz fırlatabiliyorsunuz fırlatabiliyorlar
past fırlatabiliyormuşum fırlatabiliyormuşsun fırlatabiliyormuş fırlatabiliyormuşuz fırlatabiliyormuşsunuz fırlatabiliyorlarmış
inferential fırlatabiliyordum fırlatabiliyordun fırlatabiliyordu fırlatabiliyorduk fırlatabiliyordunuz fırlatabiliyorlardı
conditional fırlatabiliyorsam fırlatabiliyorsan fırlatabiliyorsa fırlatabiliyorsak fırlatabiliyorsanız fırlatabiliyorlarsa
inferential inferential simple fırlatabilmişim fırlatabilmişsin fırlatabilmiş fırlatabilmişiz fırlatabilmişsiniz fırlatabilmişler
past fırlatabilmişmişim fırlatabilmişmişsin fırlatabilmişmiş fırlatabilmişmişiz fırlatabilmişmişsiniz fırlatabilmişlermiş
inferential fırlatabilmiştim fırlatabilmiştin fırlatabilmişti fırlatabilmiştik fırlatabilmiştiniz fırlatabilmişlerdi
conditional fırlatabilmişsem fırlatabilmişsen fırlatabilmişse fırlatabilmişsek fırlatabilmişseniz fırlatabilmişlerse
future future simple fırlatabileceğim fırlatabileceksin fırlatabilecek fırlatabileceğiz fırlatabileceksiniz fırlatabilecekler
past fırlatabilecekmişim fırlatabilecekmişsin fırlatabilecekmiş fırlatabilecekmişiz fırlatabilecekmişsiniz fırlatabileceklermiş
inferential fırlatabilecektim fırlatabilecektin fırlatabilecekti fırlatabilecektik fırlatabilecektiniz fırlatabileceklerdi
conditional fırlatabileceksem fırlatabileceksen fırlatabilecekse fırlatabileceksek fırlatabilecekseniz fırlatabileceklerse
progressive progressive simple fırlatabilmekteyim fırlatabilmektesin fırlatabilmekte fırlatabilmekteyiz fırlatabilmektesiniz fırlatabilmekteler
past fırlatabilmekteymişim fırlatabilmekteymişsin fırlatabilmekteymiş fırlatabilmekteymişiz fırlatabilmekteymişsiniz fırlatabilmektelermiş
inferential fırlatabilmekteydim fırlatabilmekteydin fırlatabilmekteydi fırlatabilmekteydik fırlatabilmekteydiniz fırlatabilmektelerdi
conditional fırlatabilmekteysem fırlatabilmekteysen fırlatabilmekteyse fırlatabilmekteysek fırlatabilmekteyseniz fırlatabilmektelerse
necessitative necessitative simple fırlatabilmeliyim fırlatabilmelisin fırlatabilmeli fırlatabilmeliyiz fırlatabilmelisiniz fırlatabilmeliler
past fırlatabilmeliymişim fırlatabilmeliymişsin fırlatabilmeliymiş fırlatabilmeliymişiz fırlatabilmeliymişsiniz fırlatabilmelilermiş
inferential fırlatabilmeliydim fırlatabilmeliydin fırlatabilmeliydi fırlatabilmeliydik fırlatabilmeliydiniz fırlatabilmelilerdi
conditional fırlatabilmeliysem fırlatabilmeliysen fırlatabilmeliyse fırlatabilmeliysek fırlatabilmeliyseniz fırlatabilmelilerse
past past simple fırlatabildim fırlatabildin fırlatabildi fırlatabildik fırlatabildiniz fırlatabildiler
conditional fırlatabildiysem fırlatabildiysen fırlatabildiyse fırlatabildiysek fırlatabildiyseniz fırlatabildilerse
conditional conditional simple fırlatabilsem fırlatabilsen fırlatabilse fırlatabilsek fırlatabilseniz fırlatabilseler
past fırlatabilseymişim fırlatabilseymişsin fırlatabilseymiş fırlatabilseymişiz fırlatabilseymişsiniz fırlatabilselermiş
inferential fırlatabilseydim fırlatabilseydin fırlatabilseydi fırlatabilseydik fırlatabilseydiniz fırlatabilselerdi
optative fırlatabileyim fırlatabilesin fırlatabile fırlatabilelim fırlatabilesiniz fırlatabileler
imperative imperative regular fırlatabil fırlatabilsin fırlatabilin fırlatabilsinler
formal fırlatabiliniz fırlatabiliniz
informal fırlatabilsene fırlatabilsenize
infinitive fırlatabilmek
verbal noun fırlatabilme
impersonal participle imperfective fırlatabilen
perfective fırlatabilmiş
prospective fırlatabilecek
personal participle non-prospective fırlatabildiğim fırlatabildiğin fırlatabildiği fırlatabildiğimiz fırlatabildiğiniz fırlatabildikleri
prospective fırlatabileceğim fırlatabileceğin fırlatabileceği fırlatabileceğimiz fırlatabileceğiniz fırlatabilecekleri
temporal adverb temporal adverb simple fırlatabilirken1
specific fırlatabilince
"and" fırlatabilip
"since" fırlatabileli
"until" fırlatabilesiye
"as long as" fırlatabildikçe
modal adverb modal adverb simple fırlatabilerek
reduplicated fırlatabile fırlatabile
"as if" fırlatabilircesine1
impotential conjugation
impotential conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple fırlatamam fırlatamazsın fırlatamaz fırlatamayız fırlatamazsınız fırlatamazlar
past fırlatamazmışım fırlatamazmışsın fırlatamazmış fırlatamazmışız fırlatamazmışsınız fırlatamazlarmış
inferential fırlatamazdım fırlatamazdın fırlatamazdı fırlatamazdık fırlatamazdınız fırlatamazlardı
conditional fırlatamazsam fırlatamazsan fırlatamazsa fırlatamazsak fırlatamazsanız fırlatamazlarsa
continuous continuous simple fırlatamıyorum fırlatamıyorsun fırlatamıyor fırlatamıyoruz fırlatamıyorsunuz fırlatamıyorlar
past fırlatamıyormuşum fırlatamıyormuşsun fırlatamıyormuş fırlatamıyormuşuz fırlatamıyormuşsunuz fırlatamıyorlarmış
inferential fırlatamıyordum fırlatamıyordun fırlatamıyordu fırlatamıyorduk fırlatamıyordunuz fırlatamıyorlardı
conditional fırlatamıyorsam fırlatamıyorsan fırlatamıyorsa fırlatamıyorsak fırlatamıyorsanız fırlatamıyorlarsa
inferential inferential simple fırlatamamışım fırlatamamışsın fırlatamamış fırlatamamışız fırlatamamışsınız fırlatamamışlar
past fırlatamamışmışım fırlatamamışmışsın fırlatamamışmış fırlatamamışmışız fırlatamamışmışsınız fırlatamamışlarmış
inferential fırlatamamıştım fırlatamamıştın fırlatamamıştı fırlatamamıştık fırlatamamıştınız fırlatamamışlardı
conditional fırlatamamışsam fırlatamamışsan fırlatamamışsa fırlatamamışsak fırlatamamışsanız fırlatamamışlarsa
future future simple fırlatamayacağım fırlatamayacaksın fırlatamayacak fırlatamayacağız fırlatamayacaksınız fırlatamayacaklar
past fırlatamayacakmışım fırlatamayacakmışsın fırlatamayacakmış fırlatamayacakmışız fırlatamayacakmışsınız fırlatamayacaklarmış
inferential fırlatamayacaktım fırlatamayacaktın fırlatamayacaktı fırlatamayacaktık fırlatamayacaktınız fırlatamayacaklardı
conditional fırlatamayacaksam fırlatamayacaksan fırlatamayacaksa fırlatamayacaksak fırlatamayacaksanız fırlatamayacaklarsa
progressive progressive simple fırlatamamaktayım fırlatamamaktasın fırlatamamakta fırlatamamaktayız fırlatamamaktasınız fırlatamamaktalar
past fırlatamamaktaymışım fırlatamamaktaymışsın fırlatamamaktaymış fırlatamamaktaymışız fırlatamamaktaymışsınız fırlatamamaktalarmış
inferential fırlatamamaktaydım fırlatamamaktaydın fırlatamamaktaydı fırlatamamaktaydık fırlatamamaktaydınız fırlatamamaktalardı
conditional fırlatamamaktaysam fırlatamamaktaysan fırlatamamaktaysa fırlatamamaktaysak fırlatamamaktaysanız fırlatamamaktalarsa
necessitative necessitative simple fırlatamamalıyım fırlatamamalısın fırlatamamalı fırlatamamalıyız fırlatamamalısınız fırlatamamalılar
past fırlatamamalıymışım fırlatamamalıymışsın fırlatamamalıymış fırlatamamalıymışız fırlatamamalıymışsınız fırlatamamalılarmış
inferential fırlatamamalıydım fırlatamamalıydın fırlatamamalıydı fırlatamamalıydık fırlatamamalıydınız fırlatamamalılardı
conditional fırlatamamalıysam fırlatamamalıysan fırlatamamalıysa fırlatamamalıysak fırlatamamalıysanız fırlatamamalılarsa
past past simple fırlatamadım fırlatamadın fırlatamadı fırlatamadık fırlatamadınız fırlatamadılar
conditional fırlatamadıysam fırlatamadıysan fırlatamadıysa fırlatamadıysak fırlatamadıysanız fırlatamadılarsa
conditional conditional simple fırlatamasam fırlatamasan fırlatamasa fırlatamasak fırlatamasanız fırlatamasalar
past fırlatamasaymışım fırlatamasaymışsın fırlatamasaymış fırlatamasaymışız fırlatamasaymışsınız fırlatamasalarmış
inferential fırlatamasaydım fırlatamasaydın fırlatamasaydı fırlatamasaydık fırlatamasaydınız fırlatamasalardı
optative fırlatamayayım fırlatamayasın fırlatamaya fırlatamayalım fırlatamayasınız fırlatamayalar
imperative imperative regular fırlatama fırlatamasın fırlatamayın fırlatamasınlar
formal fırlatamayınız fırlatamayınız
informal fırlatamasana fırlatamasanıza
infinitive fırlatamamak
verbal noun fırlatamama
impersonal participle imperfective fırlatamayan
perfective fırlatamamış
prospective fırlatamayacak
personal participle non-prospective fırlatamadığım fırlatamadığın fırlatamadığı fırlatamadığımız fırlatamadığınız fırlatamadıkları
prospective fırlatamayacağım fırlatamayacağın fırlatamayacağı fırlatamayacağımız fırlatamayacağınız fırlatamayacakları
temporal adverb temporal adverb simple fırlatamazken1
specific fırlatamayınca
"and" fırlatamayıp
"since" fırlatamayalı
"until" fırlatamayasıya
"as long as" fırlatamadıkça
modal adverb modal adverb simple fırlatamayarak
reduplicated fırlatamaya fırlatamaya
"as if" fırlatamazcasına1

1 The suffixes -ken and -cesine may be suffixed to the base form of any of the following tenses: aorist, continuous, inferential (even when it follows another suffix), and future.

Derived terms

Further reading