kırışık
Turkish
Etymology
From kırış- (“to wrinkle, to crease”) + -ık.
Pronunciation
- IPA(key): /kɯ.ɾɯˈʃɯk/
- Hyphenation: kı‧rı‧şık
Adjective
kırışık
Declension
| present tense | ||
|---|---|---|
| positive declarative | positive interrogative | |
| ben (I am) | kırışığım | kırışık mıyım? |
| sen (you are) | kırışıksın | kırışık mısın? |
| o (he/she/it is) | kırışık / kırışık?ır | kırışık mı? |
| biz (we are) | kırışığız | kırışık mıyız? |
| siz (you are) | kırışıksınız | kırışık mısınız? |
| onlar (they are) | kırışık(lar) | kırışık(lar) mı? |
| past tense | ||
| positive declarative | positive interrogative | |
| ben (I was) | kırışık?ım | kırışık mıydım? |
| sen (you were) | kırışık?ın | kırışık mıydın? |
| o (he/she/it was) | kırışık?ı | kırışık mıydı? |
| biz (we were) | kırışık?ık | kırışık mıydık? |
| siz (you were) | kırışık?ınız | kırışık mıydınız? |
| onlar (they were) | kırışık?ılar | kırışık mıydılar? |
| indirect past | ||
| positive declarative | positive interrogative | |
| ben (I was) | kırışıkmışım | kırışık mıymışım? |
| sen (you were) | kırışıkmışsın | kırışık mıymışsın? |
| o (he/she/it was) | kırışıkmış | kırışık mıymış? |
| biz (we were) | kırışıkmışız | kırışık mıymışız? |
| siz (you were) | kırışıkmışsınız | kırışık mıymışsınız? |
| onlar (they were) | kırışıkmışlar | kırışık mıymışlar? |
| conditional | ||
| positive declarative | positive interrogative | |
| ben (if I) | kırışıksam | kırışık mıysam? |
| sen (if you) | kırışıksan | kırışık mıysan? |
| o (if he/she/it) | kırışıksa | kırışık mıysa? |
| biz (if we) | kırışıksak | kırışık mıysak? |
| siz (if you) | kırışıksanız | kırışık mıysanız? |
| onlar (if they) | kırışıksalar | kırışık mıysalar? |
For negative forms, use the appropriate form of değil.
Noun
kırışık (definite accusative kırışığı, plural kırışıklar)
Derived terms
- kırışıklı
- kırışıklık
Related terms
Further reading
- “kırışık”, in Turkish dictionaries, Türk Dil Kurumu
- Çağbayır, Yaşar (2007) “kırışık¹”, in Ötüken Türkçe Sözlük (in Turkish), Istanbul: Ötüken Neşriyat, page 2622