satır

From Ottoman Turkish سطر (satr), from Arabic سَطْر (saṭr).

satır (definite accusative satırı, plural satırlar)

1. line
2. row of a table
3. (games, chess) row

• Devellioğlu, Ferit (1962) “satr”, in Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat‎‎^[1] (in Turkish), Istanbul: Türk Dil Kurumu, page 1105

From Ottoman Turkish ساطور (satur), from Arabic سَاطُور (sāṭūr). Merged with the previous etymology.

satır (definite accusative satırı, plural satırlar)

1. machete; cleaver

   1940 August 27, Kenan Hulûsi, “Deniz kenarında [By the seashore]”, in Vakit, page 5:

   Sağ ayağını; diz kapaklarına doğru kaldırdı. Küçük parmağı bir diş yahut bir satırla koparılıp uçurulmuş gibi orada bomboştu.

   (please add an English translation of this quotation)

• Avery, Robert et al., editors (2013), The Redhouse Dictionary Turkish/Ottoman English, 21st edition, Istanbul: Sev Yayıncılık, →ISBN
• Devellioğlu, Ferit (1962) “sâtur”, in Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat‎‎^[2] (in Turkish), Istanbul: Türk Dil Kurumu, page 1105