çıkmak

Turkish

Etymology

From Ottoman Turkish چیقمق,[1] from Proto-Turkic *čïk- (to go out).[2]

Pronunciation

  • IPA(key): /t͡ʃɯkˈmɑk/
  • Audio:(file)
  • Hyphenation: çık‧mak

Verb

çıkmak (third-person singular simple present çıkar)

  1. (with ablative) to leave, exit, quit, get out
    Odadan hızla çıktım.I left the room quickly.
  2. to get out
    Hayatı asla ciddiye alma, zaten canlı çıkan yok.Never take life seriously. Nobody gets out alive anyway.
    Evde çok kalıyorsun. Daha sık dışarı çık.You stay home too much. Get out more often.
    Motor yağı lekesi zor çıkar.Motor oil stain gets out hard.
  3. (for an event) to happen, occur
    Savaş bu küçük şehir yüzünden çıktı.The war occurred because of this small city.
  4. (with dative) to climb
    Çocuk düşünmeden ağaca çıktı.The child climbed the tree without thinking.
  5. (with ile) to date
    İki yıldır Ercan'la çıkıyorum.I've been dating Ercan for two years.
  6. (arithmetic) to subtract
    Ondan altı çıkarsa dört kalır.Subtracting six from ten equals four.
  7. to appear, to look (on a photo, video, etc.)
    Çok kötü çıkmışım, bir daha çek.
    I look so bad, take another photo.
  8. not any more, no longer
    Artık çocukluktan çıktın, delikanlı oldun.
    You are no longer a child, you have become a young man.
  9. to made, produce
    Kalan undan ancak iki kaşık çıkar.
    The remaining flour will only make two spoons.
  10. (for roads) to lead
    Bu cadde sahile çıkıyor.
    This street leads to the coast.
  11. (intransitive) to turn out; to become apparent or known
    Adam işin ehli çıktı.
    The man turned out to be competent.
  12. (intransitive, for magazines etc.) to be published
    Bu gazete haftada bir çıkıyor.
    This newspaper is published once a week.

Conjugation

Conjugation of çıkmak
positive conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple çıkarım çıkarsın çıkar çıkarız çıkarsınız çıkarlar
past çıkarmışım çıkarmışsın çıkarmış çıkarmışız çıkarmışsınız çıkarlarmış
inferential çıkardım çıkardın çıkardı çıkardık çıkardınız çıkarlardı
conditional çıkarsam çıkarsan çıkarsa çıkarsak çıkarsanız çıkarlarsa
continuous continuous simple çıkıyorum çıkıyorsun çıkıyor çıkıyoruz çıkıyorsunuz çıkıyorlar
past çıkıyormuşum çıkıyormuşsun çıkıyormuş çıkıyormuşuz çıkıyormuşsunuz çıkıyorlarmış
inferential çıkıyordum çıkıyordun çıkıyordu çıkıyorduk çıkıyordunuz çıkıyorlardı
conditional çıkıyorsam çıkıyorsan çıkıyorsa çıkıyorsak çıkıyorsanız çıkıyorlarsa
inferential inferential simple çıkmışım çıkmışsın çıkmış çıkmışız çıkmışsınız çıkmışlar
past çıkmışmışım çıkmışmışsın çıkmışmış çıkmışmışız çıkmışmışsınız çıkmışlarmış
inferential çıkmıştım çıkmıştın çıkmıştı çıkmıştık çıkmıştınız çıkmışlardı
conditional çıkmışsam çıkmışsan çıkmışsa çıkmışsak çıkmışsanız çıkmışlarsa
future future simple çıkacağım çıkacaksın çıkacak çıkacağız çıkacaksınız çıkacaklar
past çıkacakmışım çıkacakmışsın çıkacakmış çıkacakmışız çıkacakmışsınız çıkacaklarmış
inferential çıkacaktım çıkacaktın çıkacaktı çıkacaktık çıkacaktınız çıkacaklardı
conditional çıkacaksam çıkacaksan çıkacaksa çıkacaksak çıkacaksanız çıkacaklarsa
progressive progressive simple çıkmaktayım çıkmaktasın çıkmakta çıkmaktayız çıkmaktasınız çıkmaktalar
past çıkmaktaymışım çıkmaktaymışsın çıkmaktaymış çıkmaktaymışız çıkmaktaymışsınız çıkmaktalarmış
inferential çıkmaktaydım çıkmaktaydın çıkmaktaydı çıkmaktaydık çıkmaktaydınız çıkmaktalardı
conditional çıkmaktaysam çıkmaktaysan çıkmaktaysa çıkmaktaysak çıkmaktaysanız çıkmaktalarsa
necessitative necessitative simple çıkmalıyım çıkmalısın çıkmalı çıkmalıyız çıkmalısınız çıkmalılar
past çıkmalıymışım çıkmalıymışsın çıkmalıymış çıkmalıymışız çıkmalıymışsınız çıkmalılarmış
inferential çıkmalıydım çıkmalıydın çıkmalıydı çıkmalıydık çıkmalıydınız çıkmalılardı
conditional çıkmalıysam çıkmalıysan çıkmalıysa çıkmalıysak çıkmalıysanız çıkmalılarsa
past past simple çıktım çıktın çıktı çıktık çıktınız çıktılar
conditional çıktıysam çıktıysan çıktıysa çıktıysak çıktıysanız çıktılarsa
conditional conditional simple çıksam çıksan çıksa çıksak çıksanız çıksalar
past çıksaymışım çıksaymışsın çıksaymış çıksaymışız çıksaymışsınız çıksalarmış
inferential çıksaydım çıksaydın çıksaydı çıksaydık çıksaydınız çıksalardı
optative çıkayım çıkasın çıka çıkalım çıkasınız çıkalar
imperative imperative regular çık çıksın çıkın çıksınlar
formal çıkınız çıkınız
informal çıksana çıksanıza
infinitive çıkmak
verbal noun çıkma
impersonal participle imperfective çıkan
perfective çıkmış
prospective çıkacak
personal participle non-prospective çıktığım çıktığın çıktığı çıktığımız çıktığınız çıktıkları
prospective çıkacağım çıkacağın çıkacağı çıkacağımız çıkacağınız çıkacakları
temporal adverb temporal adverb simple çıkarken1
specific çıkınca
"and" çıkıp
"since" çıkalı
"until" çıkasıya
"as long as" çıktıkça
modal adverb modal adverb simple çıkarak
reduplicated çıka çıka
"as if" çıkarcasına1
negative conjugation
negative conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple çıkmam çıkmazsın çıkmaz çıkmayız çıkmazsınız çıkmazlar
past çıkmazmışım çıkmazmışsın çıkmazmış çıkmazmışız çıkmazmışsınız çıkmazlarmış
inferential çıkmazdım çıkmazdın çıkmazdı çıkmazdık çıkmazdınız çıkmazlardı
conditional çıkmazsam çıkmazsan çıkmazsa çıkmazsak çıkmazsanız çıkmazlarsa
continuous continuous simple çıkmıyorum çıkmıyorsun çıkmıyor çıkmıyoruz çıkmıyorsunuz çıkmıyorlar
past çıkmıyormuşum çıkmıyormuşsun çıkmıyormuş çıkmıyormuşuz çıkmıyormuşsunuz çıkmıyorlarmış
inferential çıkmıyordum çıkmıyordun çıkmıyordu çıkmıyorduk çıkmıyordunuz çıkmıyorlardı
conditional çıkmıyorsam çıkmıyorsan çıkmıyorsa çıkmıyorsak çıkmıyorsanız çıkmıyorlarsa
inferential inferential simple çıkmamışım çıkmamışsın çıkmamış çıkmamışız çıkmamışsınız çıkmamışlar
past çıkmamışmışım çıkmamışmışsın çıkmamışmış çıkmamışmışız çıkmamışmışsınız çıkmamışlarmış
inferential çıkmamıştım çıkmamıştın çıkmamıştı çıkmamıştık çıkmamıştınız çıkmamışlardı
conditional çıkmamışsam çıkmamışsan çıkmamışsa çıkmamışsak çıkmamışsanız çıkmamışlarsa
future future simple çıkmayacağım çıkmayacaksın çıkmayacak çıkmayacağız çıkmayacaksınız çıkmayacaklar
past çıkmayacakmışım çıkmayacakmışsın çıkmayacakmış çıkmayacakmışız çıkmayacakmışsınız çıkmayacaklarmış
inferential çıkmayacaktım çıkmayacaktın çıkmayacaktı çıkmayacaktık çıkmayacaktınız çıkmayacaklardı
conditional çıkmayacaksam çıkmayacaksan çıkmayacaksa çıkmayacaksak çıkmayacaksanız çıkmayacaklarsa
progressive progressive simple çıkmamaktayım çıkmamaktasın çıkmamakta çıkmamaktayız çıkmamaktasınız çıkmamaktalar
past çıkmamaktaymışım çıkmamaktaymışsın çıkmamaktaymış çıkmamaktaymışız çıkmamaktaymışsınız çıkmamaktalarmış
inferential çıkmamaktaydım çıkmamaktaydın çıkmamaktaydı çıkmamaktaydık çıkmamaktaydınız çıkmamaktalardı
conditional çıkmamaktaysam çıkmamaktaysan çıkmamaktaysa çıkmamaktaysak çıkmamaktaysanız çıkmamaktalarsa
necessitative necessitative simple çıkmamalıyım çıkmamalısın çıkmamalı çıkmamalıyız çıkmamalısınız çıkmamalılar
past çıkmamalıymışım çıkmamalıymışsın çıkmamalıymış çıkmamalıymışız çıkmamalıymışsınız çıkmamalılarmış
inferential çıkmamalıydım çıkmamalıydın çıkmamalıydı çıkmamalıydık çıkmamalıydınız çıkmamalılardı
conditional çıkmamalıysam çıkmamalıysan çıkmamalıysa çıkmamalıysak çıkmamalıysanız çıkmamalılarsa
past past simple çıkmadım çıkmadın çıkmadı çıkmadık çıkmadınız çıkmadılar
conditional çıkmadıysam çıkmadıysan çıkmadıysa çıkmadıysak çıkmadıysanız çıkmadılarsa
conditional conditional simple çıkmasam çıkmasan çıkmasa çıkmasak çıkmasanız çıkmasalar
past çıkmasaymışım çıkmasaymışsın çıkmasaymış çıkmasaymışız çıkmasaymışsınız çıkmasalarmış
inferential çıkmasaydım çıkmasaydın çıkmasaydı çıkmasaydık çıkmasaydınız çıkmasalardı
optative çıkmayayım çıkmayasın çıkmaya çıkmayalım çıkmayasınız çıkmayalar
imperative imperative regular çıkma çıkmasın çıkmayın çıkmasınlar
formal çıkmayınız çıkmayınız
informal çıkmasana çıkmasanıza
infinitive çıkmamak
verbal noun çıkmama
impersonal participle imperfective çıkmayan
perfective çıkmamış
prospective çıkmayacak
personal participle non-prospective çıkmadığım çıkmadığın çıkmadığı çıkmadığımız çıkmadığınız çıkmadıkları
prospective çıkmayacağım çıkmayacağın çıkmayacağı çıkmayacağımız çıkmayacağınız çıkmayacakları
temporal adverb temporal adverb simple çıkmazken1
specific çıkmayınca
"and" çıkmayıp
"since" çıkmayalı
"until" çıkmayasıya
"as long as" çıkmadıkça
modal adverb modal adverb simple çıkmayarak
reduplicated çıkmaya çıkmaya
"as if" çıkmazcasına1
potential conjugation
potential conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple çıkabilirim çıkabilirsin çıkabilir çıkabiliriz çıkabilirsiniz çıkabilirler
past çıkabilirmişim çıkabilirmişsin çıkabilirmiş çıkabilirmişiz çıkabilirmişsiniz çıkabilirlermiş
inferential çıkabilirdim çıkabilirdin çıkabilirdi çıkabilirdik çıkabilirdiniz çıkabilirlerdi
conditional çıkabilirsem çıkabilirsen çıkabilirse çıkabilirsek çıkabilirseniz çıkabilirlerse
continuous continuous simple çıkabiliyorum çıkabiliyorsun çıkabiliyor çıkabiliyoruz çıkabiliyorsunuz çıkabiliyorlar
past çıkabiliyormuşum çıkabiliyormuşsun çıkabiliyormuş çıkabiliyormuşuz çıkabiliyormuşsunuz çıkabiliyorlarmış
inferential çıkabiliyordum çıkabiliyordun çıkabiliyordu çıkabiliyorduk çıkabiliyordunuz çıkabiliyorlardı
conditional çıkabiliyorsam çıkabiliyorsan çıkabiliyorsa çıkabiliyorsak çıkabiliyorsanız çıkabiliyorlarsa
inferential inferential simple çıkabilmişim çıkabilmişsin çıkabilmiş çıkabilmişiz çıkabilmişsiniz çıkabilmişler
past çıkabilmişmişim çıkabilmişmişsin çıkabilmişmiş çıkabilmişmişiz çıkabilmişmişsiniz çıkabilmişlermiş
inferential çıkabilmiştim çıkabilmiştin çıkabilmişti çıkabilmiştik çıkabilmiştiniz çıkabilmişlerdi
conditional çıkabilmişsem çıkabilmişsen çıkabilmişse çıkabilmişsek çıkabilmişseniz çıkabilmişlerse
future future simple çıkabileceğim çıkabileceksin çıkabilecek çıkabileceğiz çıkabileceksiniz çıkabilecekler
past çıkabilecekmişim çıkabilecekmişsin çıkabilecekmiş çıkabilecekmişiz çıkabilecekmişsiniz çıkabileceklermiş
inferential çıkabilecektim çıkabilecektin çıkabilecekti çıkabilecektik çıkabilecektiniz çıkabileceklerdi
conditional çıkabileceksem çıkabileceksen çıkabilecekse çıkabileceksek çıkabilecekseniz çıkabileceklerse
progressive progressive simple çıkabilmekteyim çıkabilmektesin çıkabilmekte çıkabilmekteyiz çıkabilmektesiniz çıkabilmekteler
past çıkabilmekteymişim çıkabilmekteymişsin çıkabilmekteymiş çıkabilmekteymişiz çıkabilmekteymişsiniz çıkabilmektelermiş
inferential çıkabilmekteydim çıkabilmekteydin çıkabilmekteydi çıkabilmekteydik çıkabilmekteydiniz çıkabilmektelerdi
conditional çıkabilmekteysem çıkabilmekteysen çıkabilmekteyse çıkabilmekteysek çıkabilmekteyseniz çıkabilmektelerse
necessitative necessitative simple çıkabilmeliyim çıkabilmelisin çıkabilmeli çıkabilmeliyiz çıkabilmelisiniz çıkabilmeliler
past çıkabilmeliymişim çıkabilmeliymişsin çıkabilmeliymiş çıkabilmeliymişiz çıkabilmeliymişsiniz çıkabilmelilermiş
inferential çıkabilmeliydim çıkabilmeliydin çıkabilmeliydi çıkabilmeliydik çıkabilmeliydiniz çıkabilmelilerdi
conditional çıkabilmeliysem çıkabilmeliysen çıkabilmeliyse çıkabilmeliysek çıkabilmeliyseniz çıkabilmelilerse
past past simple çıkabildim çıkabildin çıkabildi çıkabildik çıkabildiniz çıkabildiler
conditional çıkabildiysem çıkabildiysen çıkabildiyse çıkabildiysek çıkabildiyseniz çıkabildilerse
conditional conditional simple çıkabilsem çıkabilsen çıkabilse çıkabilsek çıkabilseniz çıkabilseler
past çıkabilseymişim çıkabilseymişsin çıkabilseymiş çıkabilseymişiz çıkabilseymişsiniz çıkabilselermiş
inferential çıkabilseydim çıkabilseydin çıkabilseydi çıkabilseydik çıkabilseydiniz çıkabilselerdi
optative çıkabileyim çıkabilesin çıkabile çıkabilelim çıkabilesiniz çıkabileler
imperative imperative regular çıkabil çıkabilsin çıkabilin çıkabilsinler
formal çıkabiliniz çıkabiliniz
informal çıkabilsene çıkabilsenize
infinitive çıkabilmek
verbal noun çıkabilme
impersonal participle imperfective çıkabilen
perfective çıkabilmiş
prospective çıkabilecek
personal participle non-prospective çıkabildiğim çıkabildiğin çıkabildiği çıkabildiğimiz çıkabildiğiniz çıkabildikleri
prospective çıkabileceğim çıkabileceğin çıkabileceği çıkabileceğimiz çıkabileceğiniz çıkabilecekleri
temporal adverb temporal adverb simple çıkabilirken1
specific çıkabilince
"and" çıkabilip
"since" çıkabileli
"until" çıkabilesiye
"as long as" çıkabildikçe
modal adverb modal adverb simple çıkabilerek
reduplicated çıkabile çıkabile
"as if" çıkabilircesine1
impotential conjugation
impotential conjugation
singular plural
1st person (ben) 2nd person (sen) 3rd person (o) 1st person (biz) 2nd person (siz) 3rd person (onlar)
aorist aorist simple çıkamam çıkamazsın çıkamaz çıkamayız çıkamazsınız çıkamazlar
past çıkamazmışım çıkamazmışsın çıkamazmış çıkamazmışız çıkamazmışsınız çıkamazlarmış
inferential çıkamazdım çıkamazdın çıkamazdı çıkamazdık çıkamazdınız çıkamazlardı
conditional çıkamazsam çıkamazsan çıkamazsa çıkamazsak çıkamazsanız çıkamazlarsa
continuous continuous simple çıkamıyorum çıkamıyorsun çıkamıyor çıkamıyoruz çıkamıyorsunuz çıkamıyorlar
past çıkamıyormuşum çıkamıyormuşsun çıkamıyormuş çıkamıyormuşuz çıkamıyormuşsunuz çıkamıyorlarmış
inferential çıkamıyordum çıkamıyordun çıkamıyordu çıkamıyorduk çıkamıyordunuz çıkamıyorlardı
conditional çıkamıyorsam çıkamıyorsan çıkamıyorsa çıkamıyorsak çıkamıyorsanız çıkamıyorlarsa
inferential inferential simple çıkamamışım çıkamamışsın çıkamamış çıkamamışız çıkamamışsınız çıkamamışlar
past çıkamamışmışım çıkamamışmışsın çıkamamışmış çıkamamışmışız çıkamamışmışsınız çıkamamışlarmış
inferential çıkamamıştım çıkamamıştın çıkamamıştı çıkamamıştık çıkamamıştınız çıkamamışlardı
conditional çıkamamışsam çıkamamışsan çıkamamışsa çıkamamışsak çıkamamışsanız çıkamamışlarsa
future future simple çıkamayacağım çıkamayacaksın çıkamayacak çıkamayacağız çıkamayacaksınız çıkamayacaklar
past çıkamayacakmışım çıkamayacakmışsın çıkamayacakmış çıkamayacakmışız çıkamayacakmışsınız çıkamayacaklarmış
inferential çıkamayacaktım çıkamayacaktın çıkamayacaktı çıkamayacaktık çıkamayacaktınız çıkamayacaklardı
conditional çıkamayacaksam çıkamayacaksan çıkamayacaksa çıkamayacaksak çıkamayacaksanız çıkamayacaklarsa
progressive progressive simple çıkamamaktayım çıkamamaktasın çıkamamakta çıkamamaktayız çıkamamaktasınız çıkamamaktalar
past çıkamamaktaymışım çıkamamaktaymışsın çıkamamaktaymış çıkamamaktaymışız çıkamamaktaymışsınız çıkamamaktalarmış
inferential çıkamamaktaydım çıkamamaktaydın çıkamamaktaydı çıkamamaktaydık çıkamamaktaydınız çıkamamaktalardı
conditional çıkamamaktaysam çıkamamaktaysan çıkamamaktaysa çıkamamaktaysak çıkamamaktaysanız çıkamamaktalarsa
necessitative necessitative simple çıkamamalıyım çıkamamalısın çıkamamalı çıkamamalıyız çıkamamalısınız çıkamamalılar
past çıkamamalıymışım çıkamamalıymışsın çıkamamalıymış çıkamamalıymışız çıkamamalıymışsınız çıkamamalılarmış
inferential çıkamamalıydım çıkamamalıydın çıkamamalıydı çıkamamalıydık çıkamamalıydınız çıkamamalılardı
conditional çıkamamalıysam çıkamamalıysan çıkamamalıysa çıkamamalıysak çıkamamalıysanız çıkamamalılarsa
past past simple çıkamadım çıkamadın çıkamadı çıkamadık çıkamadınız çıkamadılar
conditional çıkamadıysam çıkamadıysan çıkamadıysa çıkamadıysak çıkamadıysanız çıkamadılarsa
conditional conditional simple çıkamasam çıkamasan çıkamasa çıkamasak çıkamasanız çıkamasalar
past çıkamasaymışım çıkamasaymışsın çıkamasaymış çıkamasaymışız çıkamasaymışsınız çıkamasalarmış
inferential çıkamasaydım çıkamasaydın çıkamasaydı çıkamasaydık çıkamasaydınız çıkamasalardı
optative çıkamayayım çıkamayasın çıkamaya çıkamayalım çıkamayasınız çıkamayalar
imperative imperative regular çıkama çıkamasın çıkamayın çıkamasınlar
formal çıkamayınız çıkamayınız
informal çıkamasana çıkamasanıza
infinitive çıkamamak
verbal noun çıkamama
impersonal participle imperfective çıkamayan
perfective çıkamamış
prospective çıkamayacak
personal participle non-prospective çıkamadığım çıkamadığın çıkamadığı çıkamadığımız çıkamadığınız çıkamadıkları
prospective çıkamayacağım çıkamayacağın çıkamayacağı çıkamayacağımız çıkamayacağınız çıkamayacakları
temporal adverb temporal adverb simple çıkamazken1
specific çıkamayınca
"and" çıkamayıp
"since" çıkamayalı
"until" çıkamayasıya
"as long as" çıkamadıkça
modal adverb modal adverb simple çıkamayarak
reduplicated çıkamaya çıkamaya
"as if" çıkamazcasına1

1 The suffixes -ken and -cesine may be suffixed to the base form of any of the following tenses: aorist, continuous, inferential (even when it follows another suffix), and future.

Synonyms

References

  1. ^ Redhouse, James W. (1890) “چیقمق”, in A Turkish and English Lexicon[1], Constantinople: A. H. Boyajian, page 745
  2. ^ Starostin, Sergei, Dybo, Anna, Mudrak, Oleg (2003) “*čɨk-”, in Etymological dictionary of the Altaic languages (Handbuch der Orientalistik; VIII.8)‎[2], Leiden, New York, Köln: E.J. Brill